İstanbul’un geleceğini etkileyecek üç proje olan 3. Köprü, 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul’un hayata geçirilmesi halinde meydana gelebilecek etkiler TEMA Vakfı önderliğinde bilimsel bir raporda bir araya getirildi. İstanbul Projeleri Raporu’nun sonuçları 25 Mart Salı günü düzenlenen basın toplantısı ile paylaşıldı.
On altı bilim insanının katkısıyla yedi aylık bir çalışma sonucunda oluşturulan çıktıların aktarıldığı toplantıda, projelerin; İstanbul’un yaşam destek sistemleri olan kuzey ormanları, su havzaları, tarım ve mera alanları, yer altı suları ile biyolojik çeşitlilik üzerinde oluşturacağı tehditler paylaşıldı.
Toplantı Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy (İTÜ Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü) Prof. Dr. Doğanay Tolunay (İÜ Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü), Prof. Dr. Emin Özsoy (ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü) ve Prof. Dr Haluk Gerçek’in (İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü) yanı sıra TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’ın katılımıyla gerçekleşti.
Mevcut durum tespit ve değerlendirmesi:
· Doğal varlıklara erişim ve kullanım insani ve toplumsal haktır.
· İstanbul ormanları Dünya çapında önemli 200 ekolojik bölgeden, Avrupa’da ise acil korunması gereken 100 ormandan biri olarak kabul edilmektedir.
· Kentin kuzeyinde yer alan ormanlar, su havzalarının korunması ve kuzey rüzgarlarının kente temiz hava getirmesi açısından büyük öneme sahiptir.
· 1973’te inşa edilen Boğaziçi Köprüsü ve yapılan çevre yolları ile kentin gerek nüfus, gerekse arazi kullanım yapısı yoğunlaşarak daha kuzeye doğru yönelmeye başlamıştır.
· 1988’de Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve TEM bağlantı yollarının yapılmasıyla kentin kuzeyindeki kırsal yerleşimlerin ve tarım alanlarının yanı sıra içme suyu kaynaklarının, su havzalarının ve orman alanlarının tahribi hızlanmıştır.
· 1/25.000 ölçekli Kuzey Marmara Otoyolu Nazım İmar Planı’nda, 3. Köprü ve bağlantı yolları kapsamında, Kınalı-Gebze arasında yaklaşık 26 adet kavşak planlanmaktadır. Bu kavşaklar su havzaları, orman ve tarım alanları ile meraların bulunduğu İstanbul’un kuzeyine bağlantı sağlayarak, bu bölgelerde yeni yerleşme alanlarının oluşmasının önünü açacaktır. Böylelikle 1. ve 2. Köprülerde olduğu gibi İstanbul kuzeye doğru genişleyecektir.
· İstanbul’un %25’i tarım arazisidir. Avrupa yakasında, ağırlıklı olarak Silivri ve Çatalca ilçelerinde yer alan tarım arazilerinin %90’nında sulama gerekmeden kuru tarım ya da yağışa bağlı tarım yapılmaktadır.
· Kent ormanlarının insan çevresine ve sağlığına yararlı etkileri; biyolojik çeşitliliği desteklemek, atmosferik karbon düzeyini azaltmak, su ve hava kalitesini geliştirmek, gürültü kirliliğini önlemek, sıcak-soğuğu dengelemek, toprak erozyonunu azaltmak, kentte yaşayanların ekoloji bilincini geliştirmek ve duyarlılığını artırmak ve insan sağlığını desteklemek şeklinde sıralanmaktadır.
Projelerin hayata geçmesi halinde meydana gelecek etkiler:
Projeler ile yok edilecek değerlerin maliyetleri, yaratılan değerlerden daha yüksek olacak.
·3. Havalimanı ve 3. Köprü için doğrudan kesilecek orman alanı 8.715 hektar alan olacak. Bu da yaklaşık 8 bin futbol sahası kadar alana karşılık geliyor.
·Köprüler insan değil, araç taşımaya devam edecek. Projeksiyonlara göre 2023’de zirve saatte her 3 köprü de tıkanacak.
·3. Havalimanı kapsamında planlanan pist, apron, üst yapılar vb. ünitelerin hafriyat çalışmaları ile doğal orman alanları, canlı yaşamı barındıran yaklaşık 70 adet büyüklü küçüklü göl, gölcükler ve özellikle Terkos Gölü’nü besleyen dereler, tarım alanları ve mera alanları zarar görecek.
·Ormanların insanlara sağlamış olduğu ekosistem hizmetlerinde (su üretimi, iklim düzenleme, karbon bağlama ve oksijen üretme, hava kirliliğini azaltma, canlılara yaşam ortamı sağlama, odun üretimi vb.) azalma meydana gelecek. Habitat parçalanmaları oluşacak.
· İstanbul önemli kuş göç yollarından biri üzerinde bulunmakta olup, kuş göçü Terkos Gölü ve Belgrad Ormanı üzerinden geçmektedir. Bu bölgede yaşayan yerli ve göçmen kuşlar, Bern Sözleşmesi ile de koruma altındadır. Kuş göç yolları üzerine kurulan projeler sonucunda kuşların yaşam alanları tahrip olurken, uçak kazalarının yaşanma riski artacaktır.
· Projelerin hava ve iklim olay ve düzeneklerinde oluşturacakları değişiklikler önce yöredeki küçük ölçekli iklimi, sonra da bölgesel iklimi etkileyecek. Projeler, yakın çevrelerindeki ısı ve nem akıları, sıcaklık, nemlilik, buharlaşma, bulutluluk ve rüzgar rejimleri ile alansal dağılış desenlerini etkileyerek, bu alanların birer kentsel ısı adasına dönüşmesine neden olacak.
· Kanal İstanbul projesi ile ilgili kamuoyuyla paylaşılan güzergah alternatifleri arasından yapılması en olası gözüken alternatif güzergahın Sazlıdere havzasından geçmesi durumunda, su varlıkları açısından sınırlı imkanlara sahip olan İstanbul ciddi bir tehditle karşı karşıya kalacak.
· Türkiye’nin 122 önemli bitki alanından biri olan Terkos-Kasatura kıyıları Kanal İstanbul projesinden olumsuz etkilenecek.
· İstanbul projelerinin yapılmasının planlandığı alanlar ekolojik açıdan hassas ve sürdürülebilir yaşam adına korunması gereken alanlardır. Bu alanlar çok çeşitli ve endemik bitki ve hayvan türlerinin de yaşam alanıdır. Projeler, İstanbul’un flora ve faunasında tahribata sebep olacaktır.
· Tarım arazileri hızla yapılaşmaya açılarak, tarım arazisi kaybı sadece kanalın geçtiği güzergahtaki tarım arazileri ile sınırlı kalmayacak. Aynı zamanda kanal çevresinde oluşacak denetlenemez yapılaşmalar nedeniyle çok daha vahim boyutlara ulaşacak.
· Kanal İstanbul önemli miktarda tarım arazisini sulayabilecek bir potansiyele sahip Silivri, Çatalca ve Büyükçekmece ilçeleri altında yoğunlaşmış yeraltı suyu havzalarına zarar verecek.
· Kanal İstanbul’un geçme olasılığı olan yerlerde bulunan İstanbul Trakya Demiryolu, TEM Otoyolu, E5 Otoyolu, onlarca önemli karayolu, Terkos-Alibey tarihi su galerisi, onlarca önemli içme suyu isale hattı, Ataköy atık su kolektörü gibi büyük yapıların yer değiştirmesi ayrı bir sorun oluşturacak.
· Projeler Türkiye’nin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşme ihlal edilerek hayata geçirilecek. Türkiye’nin taraf olduğu çevrenin korunması ile ilgili uluslararası sözleşmeler esas alınması ve uygulanması gereken kanun hükmündedir. Köprü ve bağlantı yolları projesi ile Türkiye’nin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşme ihlal edilmektedir.
· Taraf olunan İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü gereği herhangi bir sera gazı indirimi vaadinde bulunulmasa da, önemli karbon yutak alanları olan orman alanlarının tahrip edilmesi açıkça bu sözleşmelere de aykırıdır.
· Her türlü yatırım için üstün kamu yararı ve üstün ekosistem yararı analizi yapılması yatırımların sağlayacağı fayda ile neden olacağı tahribatın karşılaştırılması açısından önemlidir.
· Uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan alanlarda yapılacak projeler ile Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü, Terkos Gölü, Ömerli havzası ve Batı İstanbul meraları zarar görecek.
· Karadeniz sahilindeki Kilyos kumulları, Ağaçlı kumulları, Alibeyköy Barajı çevresindeki Batı İstanbul meraları, Terkos havzası, İstanbul Boğazı, Şile kıyıları, Ömerli havzası ve Pendik vadisi gibi önemli doğa alanlarındaki ekosistemler de zarar görecek.
· Doğrudan ekonomik getirisi olan tarım ve orman arazilerine ilişkin kısa dönemli ekonomik değerler dikkate alınırken, diğer ekosistem fonksiyonları doğrudan bir ekonomik değer taşımadığı için dikkate alınmamaktadır.