Önemli Bilgilendirme: Geçmiş döneme ait basın bültenidir ve güncel olmayan bilgiler içerebilir. Bültenin halen yayında olma nedeni Vakıf çalışmalarına dair arşiv niteliği taşımasıdır. Vakıf'tan bilgi ve onay almadan kullanılmaması rica olunur. (E-posta: iletisim@tema.org.tr, tema@tema.org.tr)
Maden Kanunu'nda yapılan değişikliklerin doğal varlıklarımız üzerinde yarattığı baskı ve tahribat toplumda infiala neden oldu. Çanakkale Kaz Dağları'ndan İzmir ve Balıkesir Kozak Yaylası'na, Artvin Cerattepe'den, Antalya Kurşunlu'ya, Samsun Bafra'dan Kırklareli Vize'ye, Balıkesir Havran'dan Kastamonu Hanönü'ne her yerden yükselen patlayıcı, dozer sesleri ormanlarımızı, tarım, mera, SİT alanlarımızı, kıyı şeritlerini, sulak alanları, milli parkları, özel koruma alanlarını tahrip ediyor.
TEMA Vakfı'na son altı ayda ülkenin 95 ayrı noktasından maden arama ve işletme, taşocağı, kumocağı ihbarları yağdı. Ülkemizin en önemli doğa koruma alanlarından olan Kaz Dağları'nda yaşanan sorun ne yazık ki, sadece buzdağının görünen ucu.
TEMA Ne Yaptı ?
Maden Kanunu'ndaki, doğal varlıkların korunması ve geliştirilmesi, toplum sağlığının korunmasıyla ilgili hükümleri etkisiz hale getiren değişiklik girişimi 2002 yılında 57'nci Hükümet tarafından yapıldı. TEMA Vakfı'nın lobi çalışmaları ile üstün kamu yararına aykırılıklar içeren Maden Kanunu'nda değişiklikler öngören tasarının geri çekilmesi sağlandı. Ancak tasarı 59'ncu hükümet tarafından Nisan 2004'te Meclis onayına sunularak yasalaştı.
Ana Muhalefet Partisi Anayasaya aykırılığını öne sürerek Anayasa Mahkemesinde dava açtı. Dava henüz sonuçlanmadı. 21 Haziran 2005 tarihli Madencilik Faaliyetleri için İzin Yönetmeliği'nin yayınlanmasının ardından 02 Ağustos 2005'te TEMA Vakfı bu yönetmelik hakkında Danıştay 8'nci Daire'sinde iptal davası açtı.
Nisan 2007'de Madencilik Faaliyetleri için izin Yönetmeliği'nde değişiklik yapılarak, ruhsat izinleri için idareden gelecek onay süreler yarı yarıya azaltıldı. Bunun üzerine 31 Mayıs 2007 tarihinde Danıştay 8'nci Daire'de TEMA Vakfı tarafından ikinci bir dava daha açıldı. Her iki dava da halen devam ediyor.
Şimdi Ne Olacak ?
Dünyadaki 200 en önemli ekolojik bölgeden biri olan Kazdağları'nda ve en önemli fıstıkçamı üretim bölgesi olan Kozak Yaylası'nda yaşanacak doğa katliamının buzdağının sadece görünen ucu olduğunu ifade eden TEMA Vakfı Genel Müdürü Dr. Uygar Özesmi, "İnsanımızın da doğamızın da Maden Kanunu'na sırtını dayayarak gerçekleştirilen yağmaya, tahribata tahammülü kalmamıştır. TEMA Vakfı'na son altı ayda gelen 95'in üzerinde maden arama-işletme, taş ve kumocağı ihbarları bu konuda toplumsal hareketin başladığını ve şiddetle de devam edeceğini göstermektedir TEMA Vakfı, Temsilcileri ve Gönüllüleri aracılığıyla bu toplumsal hareketlere destek vermekte aynı zamanda da Maden Kanunu ile hukuki mücadelesini Danıştay 8'nci Dairesi'nde 2005 ve 2007 yılında açtığı 2 dava ile sürdürmektedir. Ne Kaz Dağları'nın ne Balıkesir Kozak Yaylası'nın ne de başka bir doğal varlığımızın tahribine toplum olarak müsaade etmeyeceğiz." dedi.
Maden Yasası İçin Kamuoyunun Sesine Kulak Verin
T.C. Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü Verilerine göre Maden Kanununda 2004 yılında yapılan değişiklikler maden arama ve işletme ruhsatı talebinde patlamaya neden oldu. 2004 yılında 3.984 izin talebinde bulunulurken, 2005'te 15.149, 2006'da 18.208, 30.09.2007 itibariyle de 13.908 izin başvurusu yapıldı. TEMA Vakfı, bu çarpıcı veriler ışığında hükümetin üstün kamu yararı ve toplumsal uzlaşının sağlanması adına kamuoyundan yükselen sese kulak vermesi gerektiğini değerlendirmektedir. Maden Yasası konu ile ilgili sivil toplum örgütlerinin de görüşleri alınarak yeniden düzenlenmeli, talana izin veren maddeler kaldırılmalı, verilen arama ve işletme izinlerinin iptali için de gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Toplumsal mutabakat şart.